Deniz Baysal & Barış Yurtçu: "Evlilik bize yaradı"

2019 yılında dünyaevine giren Deniz Baysal ve Barış Yurtçu, aşklarının ilk günkü gibi devam ettiğini söyledi.

Deniz Baysal & Barış Yurtçu: "Evlilik bize yaradı"

Milliyet Gazetesi'nden Senem Aydın'ın röportajı...

- 2020 zorlu bir yıl oldu. Bu dönem sizin için nasıl geçti?

Deniz Baysal: İş ya da sevdiklerimizi görememe bakımından zorlu oldu. Evde vakit geçirdik, daha çok yemek yaptık. Doğum günümüzde pastalarımızı kendimiz yaptık. Bir şekilde eğlenceye çevirmeye çalıştık. Karamsarlığa düşseydik, işin içinden çıkamazdık.
Barış Yurtçu: PlayStation oynadık bol bol. Netflix’te izlemediğimiz bir şey kalmadı. Mantı, pizza, ekmek hazırladık. Birlikte müzik kaydı yaptık. Kimseyle görüşmedik tabii, biraz zor geçti. İş de yoktu. Yaza doğru sürece alışmaya başladık. Yani ilk bir bocaladık ama sonra herkes gibi uyum sağladık.

- Sürekli evde olmak ilişkinizi nasıl etkiledi?

D.B.: Biz hep yan yanayız aslında. Her şeyi birlikte yaptığımız için yabancı gelmedi. Şimdi Ankara’da yeni dizi çekimlerim başladı, yine güzel idare ediyoruz bence.
B.Y.: Ben de gittim, bir hafta kaldım Ankara’da... İlk seferinde de beraber gitmiştik. İşimizi yapıyoruz, idare edeceğiz mecbur. Özlemek de güzel, olması lazım.

- Ne zamandır birliktesiniz? Kaç yıl oldu?

B.Y.: Dört bitti. Bir de biz hep arkadaş gibiyiz. Tabii ki aşk, sevgi var ama sabahlara kadar oyunlar oynayıp, gülen tipleriz. O yüzden beraberken sıkılmıyoruz.

- İlk adımı kim atmıştı?

B.Y.: Ben attım diyebilirim. “Eve gittin mi?” mesajını atan benim. Sorunun saçmalığına bak (gülüyor).
D.B.: Dışarıdaydık, eve gitmem 10 dakika. İki saat sonra, “Vardın mı?” diye yazdı. O sırada düşündü demek, ‘Ne yapayım?’ diye...

- Evlenme teklifi anı nasıldı?

D.B.: ‘Söz’ dizisine başlamıştım, Barış, “Gel yemek yiyelim, kutlayalım” dedi. Ama 1-2 hafta öncesinden belliydi. Kendi kendine dalıp gidiyor, telefonunu saklıyordu.
‘Herhalde yolun sonuna geldik’ diye düşündüm. Neyse yemeğe oturduk, siparişimizi verdik ve balkona çıktık. Sonra içeri girdik, bir anda, “Seni çok seviyorum biliyor musun?” dedi. “Ben de seni çok seviyorum hayatım” dedim.
Sonra yanıma gelip, “Kalkar mısın?” dedi ve bir anda yere çöküp, elindeki kutuyu açtı. Yüzük olduğunu görünce ağlamaya başladım. Bir döndüm bütün arkadaş grubumuz orada, tekrar ağlamaya başladım. Ailelerimizi görüntülü aramışlar, onları görünce bir daha ağladım.
B.Y: Ağlamaktan “Evet” demedi (gülüyor). Bu arada gerçekten zormuş, ben bayağı zorlandım.

- Düğün nasıl geçti?

D.B.: Çok keyifliydi gerçekten, tam da zamanında yapmışız pandemi öncesinde... Bütün herkesi bir arada görmüş olduk.
B.Y: Ben düğün öncesinde bir hafta çok ciddi depresyona girdim. Öyle böyle değil, yemeden içmeden kesildim.

- Evlilik stresi mi yaşadınız?

B.Y.: Doğru karar mı verdik, bunun dönüşü yok gibi bir ruh haline girdim. Daha sonra araştırdım, birçok erkekte oluyormuş. Bir hafta ruh gibi gezdim. Ama düğün sabahı uyandığımda, “Hadi artık başlıyoruz eğlenmeye” dedim.
D.B.: Düğün sabahı bende de gerginlik vardı. Makyaj sanatçısı Rıfat Yüzüak uçağı kaçırdı. Ağlamalar, etmeler.
Neyse ki yetişti, eli de çok pratikti.
B.Y.: Birbirimize hiç yansıtmadığız ama kendi içimizde öyle bir gerginlik yaşadık.

- Çocuk istiyor musunuz?

D.B.: Yok. İki tarafın da hazır olması çok önemli.
B.Y.: Çevremizde gördüğümüz kadarıyla çocuk çok zaman alıyor. Zor bir karar. Geri dönüşü de yok, o yüzden hazır olmamız lazım. Biraz daha gezme tozma, iş kariyer modunda olduğumuz için önümüzdeki birkaç sene düşünmüyoruz.

- Birbirinize aşkınızı nasıl anlatırsınız? İlk günkü gibi devam ediyor mu?

D.B.: Daha güzel devam ediyor. Şu anki halimizden daha memnunum. Öncesinde o kendinden ödün vermemeye çalışıyordu, ben de kendim-den... Bir trip atardım, üç gün sürerdi. Onları aştık. Beraber çok güzel bir dönüşüm geçirdik.
B.Y.: Klasik vardır ya, “Aşk yerini sevgiye bıraktı”, bizde öyle bir şey olmadı. Hâlâ ilk günkü gibi devam ediyor ama kavga yok, tartışma yok. O yüzden şu an daha iyi.
D.B.: Çok tuhaf bir enerji var aramızda, yan yana oturalım ya da uzanıp bir şeyler izleyelim, sakinleştirici etkisi var Barış’ın, hemen uykum gelir. Başka bir enerji geliyor, rahatlatıyor.
B.Y.: Ben de aynı şekilde Deniz’le konuşunca esnemeye başlıyorum (gülüyor). Evlilik bize yaradı. Bir gün bileAcaba yapmasa mıydık?” demedim. Aksine “İyi ki” dedim. Güç verdik hakikaten birbirimize.
D.B.: Ben ezelden beri pozitif biri değildim, o da aslında Barış ile oldu. Ona olan sevgim, aşkım sayesinde pozitif düşünmeye başladım. En ufak bir şeyde “Daha kötüsü olabilir. İkimiz de sağlıklıyız, ailelerimiz de öyle” deyip toparlayabiliyorum.

‘Bizim için her gün Sevgililer Günü’

- 14 Şubat Sevgililer Günü sizin için ne ifade ediyor, kutlar mısınız?

D.B.: Sözde kutlarız. Çok ciddiye aldığımız şeyler değil aslında. Bize her gün Sevgililer Günü (gülüyor)... Kutlar geçeriz.
B.Y.: Berabersek tabii daha mutlu oluruz o gün.

- Pandemi bitince ilk neler yapacaksınız?

D.B.: Sokaklara çıkıp, herkese sarılacağım (gülüyor).
B.Y.: Ben kendi adıma kalabalık bir yere gidip, eğlenmeyi çok özledim. Normal zamanlar gibi çekinmeden bir yere gidelim.

- Yeni projelerinizden de bahsedelim...

D.B.: TRT 1’de yayına girecek dizi için çekimlerimiz Ankara’da devam ediyor.
Türkiye’nin başardığı birbirinden önemli gizli operasyonlarda, kararlılığı ve zekasıyla ön plana çıkan, ayakları yere sağlam basan gizemli bir karakteri canlandırıyorum. Damara basmayı seven, sonuna kadar giden bir kadın. Kendini ezdirmeyen biri.
B.Y.: Evin alt katını stüdyo haline getirdim. Bol bol şarkı ve beste yapıyorum. Yeni klip çekeceğim, onun görüşmeleri var şu an. ‘O Ses Türkiye’den Zeo ile bir düet yaptık. Onun dışında kendi single’larım olacak. Pandemi bitince de inşallah konserler başlayacak. Düğün şarkımızı da profesyonel kayda çevirdim. O da bu aralar çıkabilir.