Gökhan Tepe baba olduktan sonra değişen hayatını anlattı

Gökhan Tepe “Eşim de ben de aile bağlarına çok önem veriyoruz. Örf ve adetlerimizi yaşatmaya çalışıyoruz. Baba olarak rolümün farkındayım. Gelenek ve göreneklerimizi yaşatarak oğluma örnek olmaya çalışıyorum” dedi.

Gökhan Tepe baba olduktan sonra değişen hayatını anlattı

Sabah Gazetesi'nden Hakan Uç'un sorularına yanıt veren Gökhan Tepe'nin açıklamalarından kısa bir kesit şöyle...

Baba olduktan sonra hayatınız nasıl değişti, anlatır mısınız?

Denizhan'ın doğumuyla birlikte mutluluğum daha da katlandı. Oğlum bana baba olmanın ne denli eşsiz bir duygu olduğunu hissettirdi. Denizhan pandemi sürecinde dünyaya geldi, bu sayede tüm zamanımızı onunla birlikte geçirme şansı yakaladık. Gelişiminin her evresine tanıklık ettim. Bu bende eşsiz duygular uyandırdı. Bir yandan da sabrımın sınırlarını genişletti. Beni daha olgun bir insan yaptı Denizhan. Ayrıca tabii ki geleceği daha çok düşünür oldum. Oğlumun iyi bir insan olması için elimden geleni yapacağım.

Denizhan'a ileride örf ve adetlerimizi, bayram geleneklerimizi yaşatmak adına öğütler verecek misiniz?

Denizhan şu an küçük fakat ileride de nasihat etmek yerine geleneklerimizi yaşatarak ona örnek olmayı tercih eden bir ebeveyn olmak istiyorum. Baba olarak rolümün öneminin farkındayım! Ben nasıl yaşıyorsam onun bilinçaltında da o kalacak ve ileride öyle davranacak büyüklerine ya da sevdiklerine. Mümkün olduğunca çok akrabasını tanısın, memleket köylerinde büyüsün, koştursun, hürmet etsin, hürmet görsün. O yeni bir nesle doğdu ama kökleri, izleri ona her yolculuğunda güven versin. Bu konuda komik bir anımız var; dedeler, anneanne, babaanne bir seneye yakın hiç göremediler onu. Tabii çok seviyorlar, Tahsin dedesi hep ellerini öpüyordu görünce. Denizhan da artık dedesini görünce önce elini uzatıyor. Bu çok hoşumuza gitti! Büyüdüğünde de el öpme sırası Denizhan'a gelecek elbette.

Pandemi dönemini oğlunuz ve eşinizle evinizde geçirdiniz. Bu durum üretiminizi nasıl etkiledi?

Pandeminin en başındaki o üç ay, herkes gibi bizim için de oldukça endişe verici geçti. Bebeğimiz 3 aylıktı, o psikolojiyle birbirimize sarılıp, sağlıkla atlatabilmeye odaklıydık. Ailelerimiz bile aylarca göremedi bizi. Tabii duygularıyla yaşayan, üreten insanlarız. Öyle bir belirsizlik ve gerginlikle o dönem üretime odaklanamadım açıkçası. Daha sonraki süreçte pandemiyle yaşamayı öğrendikçe biraz daha rahatladık. Ben de gerek sanatçı dostlarım gerek kendim için, yeniden melodiler yapabilecek ruh haline geri dönebildim.

Aylin Hanım'la mutlu giden evliliğinizin temelinde hangi değerler var?

Biz ikimiz de samimiyete çok önem veriyoruz. Her konuda bu çok önemli bence. Tartışırken bile duygularımızı ifade edebilmeye dikkat ediyoruz. Sevgiyi es geçmemeye özen gösteriyoruz. Saygı da gerçekten olmazsa olmazımız. Genelde bir şeyleri birlikte yapmaktan mutlu oluyoruz ama ikimiz de yaratıcı insanlarız, yalnız kalmaya da ruhumuzun ihtiyacı olabiliyor. Ya da bazen arkadaşlarımızla olmak istiyoruz. Yani samimi olarak neye ihtiyaç duyuyorsak onları yapabilmek adına kişisel alanlarımıza saygılı olmaya çalışıyoruz. Bir de ikimiz de aile kavramına düşkünüz.