Hakan Atilla cezaevi günlerini kitap yaptı

ABD'de Halkbank davası sebebiyle 28 ay hapis yattıktan sonra Türkiye'ye döndüğünde Borsa İstanbul Genel Müdürlüğü'ne getirilen Hakan Atilla "Amerika Atilla’ya Karşı" adlı bir kitap çıkararak dava süreci ve yaşadıklarını paylaştı.

Hakan Atilla cezaevi günlerini kitap yaptı

Halktv'den Özlem Gürses, eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'nın "Amerika Atilla’ya Karşı" adlı kitabını köşesine taşıdı. Kitapta ABD’de İran’a yönelik yaptırımların delinmesi sürecinde rol oynadığı gerekçesiyle yargılanan bir diğer isim olan Reza Zarrab'la ilgili olarak, “Zarrab nasıl geçer not aldı, bilmiyorum, başka bir gerekçe varsa da benim bilgim yok…”  ifadeleri kullanıldı.

Özlem Gürses, "Zarrab aslında 2009 yılından itibaren Halkbank’ın müşterisi imiş, ama İran’la altın ticareti konusunda 2011 yılında bir talepte bulunmuş, Atilla’dan veto yemiş… Neden sonra banka yönetimi onay vermiş ve süreç böyle başlamış." sözleriyle süreci aktarıyor.

Gürses, kitaptan şu bölümleri aktarıyor:

"DEVLETİN DE BENİ ALMAYA YA GÖNLÜ YA DA GÜCÜ YOK… "

“New York’a yeni atanan konsolos ziyaretime geldi, ‘eve dönmek dışında bir isteğim yok ama devletin de beni almaya ya gönlü ya da gücü yok… “

"FİKİRLER YERİNE KİŞİLERLE UĞRAŞMAYI SEVEN TİPLER UZAKLAŞTIRILMADIĞI SÜRECE EKONOMİNİN DÜZELECEĞİNİ BEKLEMEK HAYALDEN ÖTE DEĞİL"

“Yıllar içinde Türkçe konuşmayı bilmeyen, meramını anlatacak kelime hazinesi olmayan, dünyadan, ilimden, irfandan, habersiz onlarca Genel Müdür, CEO, Başkan tanıdım. Bazılarıyla doğrudan veya dolaylı çalışmak zorunda kaldım. Hepsinin ortak özelliği sırtlarını dayadıkları siyasi parti, siyasetçi veya işadamının onları taşıdığı gerçeğini gizleyerek sanki başarılı kişilermiş gibi davranmaya çalışıp komik duruma düşmeleri idi. Bazıları hâlâ önemli makamları değersiz varlıklarıyla işgal ediyorlar. Vizyonsuzlukları, küçük hesapları, fikirler yerine kişilerle uğraşmayı seven bu tipler uzaklaştırılmadığı sürece ekonominin düzeleceğini beklemek hayalden öte değil.”

"SORUMLULAR DÜNYANIN HER YERİNDE: DEVLET, HÜKÜMET ADINA YETKİSİNİ KÖTÜYE KULLANANLAR VE ONLARA MÜSAMAHA GÖSTERENLER"

“Devletin en önemli kurumlarının başındaki yöneticileri sadece sempatizan oldukları için değil gerçekten vizyon sahibi, gelişmeleri ve yönelimleri idrak edebilen, katma değer yaratacak kişilerden ve tabii mümkünse kullanılabilecek derecede önemli zafiyeti olmayan kişilerden seçmek gerekiyor. Uçkur veya servet düşkünü tiplerin önemli mevkilerden uzak tutulması zorunlu, aksi halde yarattıkları ahlaki bozulma bir yana devletin çalışmasını ve güvenliğini de tehlikeye atabiliyor…”

“Sorumlular dünyanın her yerinde: Devlet, hükümet adına yetkisini kötüye kullananlar ve onlara müsamaha gösterenler. Gücü elinde tutana duyulan o vıcık vıcık, sahte ve seviyeden yoksun hayranlık, yanlışlara yanlış diyebilme cesaretini göstermesine ya da doğru karar vermesine engel oluyor insanların.”

BİR YALNIZ ADAM...

Atilla’nın 28 aylık karanlık bir tünel olarak tanımladığı dönem, Londra üzerinden ABD’ye bono satışı için gittiği seyahatle başlıyor.

ABD’ye girdiğinde tutuklanmayan Atilla, ülkeye döneceği gün JFK Havalimanında 2 FBI ajanı tarafından sorguya alınıyor ve tutuklanarak Manhattan’daki meşhur MCC hapishanesine götürülüyor.

Havalimanındaki işlem sırasında bu iki ajan “Elimizde Türkiye’den servis edilmiş telefon kayıtları var” diyerek Hakan Atilla’nın Reza Zarrab’la ilişkisi nedeniyle, banka sahtekarlığı ve uluslararası yaptırımların ihlali gerekçesiyle yargıç önüne çıkacağını söylüyor.

Atilla o anda da, bugün de hala, bu işlemlerin hiç biri ile ilgisi olmadığını söylüyor.

“Reza Zarrab’la iş konuştuğum için, adamın daha sonra hiçbir ilgim ve bilgim olmayan eylemlerine beni ortak etmeye çalıştılar…” diye yazıyor.

REZA İLE NASIL TANIŞMIŞ?

Zarrab aslında 2009 yılından itibaren Halkbank’ın müşterisi imiş, ama İran’la altın ticareti konusunda 2011 yılında bir talepte bulunmuş, Atilla’dan veto yemiş… Neden sonra banka yönetimi onay vermiş ve süreç böyle başlamış.

Kitaptaki şu cümle önemli : “Zarrab nasıl geçer not aldı, bilmiyorum, başka bir gerekçe varsa da benim bilgim yok… “

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!