Köpeksiz köyde dolaşan yorumcular(!)

Kin ve nefret duygularıyla magazin programı yapılmaz, yorumcu ise hiç olunmaz.

Hoş kin ve nefret ile hayatta hiç bir şey yapılmaz ya...

Bir konu hakkında yapılan yorumlar veya eleştiriler, sağlam bilgilere  dayanmıyorsa o konu hakkında söylenenler sadece "kin ve nefret"in söylemleri olmaktan ileri gitmez, gitmiyor da zaten..

Hele hele, şu Maksim Gazinosu'nda yaşanmış bazı konularda, özellikle sahneye Assolist olarak çıkmış olan bazıları hakkında, dedikodularla, kulaktan dolma duyumlarla bilgi sahibi olduğunu zanneden yorumcuların(!), ne yaşı, ne o zamanki yaşamı bu konular hakkında bilgi sahibi olmasına asla müsait olmadığı halde hala bilgiçlik taslamalarını hayretler içinde izler oldum!...

Bunlar sadece, bugün yaptıkların işin biraz dikkat çekebilmesi, ses getirebilmesi veya çalıştıkları TV kanallarında üst düzey yöneticilere "Bakın bizim yaptığımız program nasıl izleniyor, nasıl ses getiriyor" diyebilmek için hiç bilgileri olmayan konularda ahkam kesmeye devam ediyorlarsa da, konuları bilen insanlar nezninde komik duruma düşmelerinin dışında, çalıştıkları kanalları da zora soktuklarının farkında değiller, çünkü haklarında konuştukları kişilere duydukları "kin ve nefret" gözlerini kör etmiş adeta...

Memleketin bunca derdi arasında bir de bunlarla uğraşmaya vakit kalmadığı için meydanı boş bulmuş, köpeksiz köyde dolaşıyorlar.

Yorumculuk yapan bazı hanımlar özellikle sözüm size;

Maksim'de sahneye çıkan bazı Assolistlerin, "Sevgilileri, babaları, dayıları vardı onların torpili ile çıktılar, aksi takdirde sesleri yoktu, o torpiller olmasaydı asla çıkamazlardı" iddialarınız sadece 1 veya 2 kişi için geçerli olabilir ancak bu iddianız bugün adını söylediğiniz kişi için asla geçerli değildir..

Ayrıca sizin "Ses ve Musiki bilgisi" konusunda da bu denli hassasiyet göstermenize şaşırdım.

"Ses ve Musiki" konusuna, bu denli önem veriyordunuz da, çok yakın arkadaşınız olan bazıları, yaptıkları sahne çalışmalarında 80-100 bin TL gibi Anormal yövmiyeler aldığı halde hala çıplak sesi ile şarkı söylemekten aciz sadece playback okumasına ne diyeceksiniz?..

Aranızdan bazılarınız, zamanın önemli Gazinolarında, Assolistlerin alt kadrolarında çalıştı, onlar kimin torpili ile o kadrolarda yer almıştı?...

Yoksa, sahnede Bülbül gibi şakıdıkları için mi oradaydılar?...

Doğruları konuşun doğruları...

Hiç biriniz, benim babamın kızı değilsiniz, hiç birinize sonuna kadar asla güvenmem çünkü, çıkarlarınız söz konusu olunca mezardan babanız dahi çıksa kimseyi tanımayacağınızı iyi bilirim.

Ancak, Sırça Sarayda oturanlar, kimsenin camına taş atmayacak...

Şunu hiç bir zaman unutmayın, hayatta hiç bir şey gizli kalmaz, er yada geç sizinde sevmediğiniz hatta hatırlamak istemediğiniz bazı konuları birgün birileri çıkar alenen yazar, çizer... Dayılar, amcalar, torpiller bir gün uykudan uyandırılır, sizler tarafından koparılan kafaları yerinde duruyorsa tabii...

Hele bir tanesi var ki sabahları Şen Sazın Bülübülü olmuş şakıyor hani insanın 'Kızım senin rahmetli baban ve hala hayatta olan amcan da, Maksim'in en iyi müşterisiydi ve bizlerle arası da çok iyiydi, neden seni Maksim'e Assolist yapamadılar?...’ diyesi geliyor...

Bunu böyle konuşturanlara da pes, hangi amca, dayıysa artık çıkar yakında kokusu hiç olmazsa diğer 'amca' , 'dayılar' gazinoda şarkı söyletiyor böyle kamu yayıncılığı yapılan televizyonlarda sorumsuzca car car konuşturmuyorlardı ama o hanımlar şarkı söyleyebiliyorlardı, haklarını teslim edelim istisnalar çok azdır.

Bu ne şarkı söyleyebiliyor, ne ağzından çıkanı duyuyor tevekkeli 'kulağı iyi değil' dememişler!

Bir konu hakkında taraf olmadan ve en doğruyu söyleyerek yorum yapmak için, kimseyle göbek bağın olmayacak, kimsenin kayığında kürek çekmiyeceksin, yere göğe koyamadığınız bazı arkadaşlarınızın "Cemaz'ul Evvelini" de iyi bildiğimden hiç şüpheniz olmasın...

Konu arkadaşlarınıza geldiğinde "Canımmmmm, çok severim ayyyyy ne iyidirrrrr" gibi riyakarca konuşmadan, doğru tespitler yapacaksın, şayet "pabuç bağlı yapamıyorum" durumundaysan sadece susacaksın ki sana "MOLLA" diyebilelim.

Kısacası, detayına vakıf olmadığınız konularda laf etmekten vazgeçin, eger vakıfsanız 'Dur kardeşim' diyebilin, dilsiz şeytan gibi durmayın.

Tespitlerinizi ve yorumlarınızı sağlam mesnetlere dayandırıp konuşursanız saygın ve inandırıcı olursunuz aksi takdirde, ben ve benim gibi olayın detaylarını bilen kişiler önünde mahçup olursunuz...

Başarının kıstasları arasında yayıncılığın namusu birinci sırada gelmeli, önce siz onları yerine getirin!

'Hayırlı bir kısmet çıkarda kurtulurz inşaallah' diyeceğim ama bu çeneyle zor.

Sacit ASLAN