Ragıb Narin: "Global bir sanatçı olmak istiyorum"

Türk Pop Müziği'nin genç ve başarılı seslerinden Ragıb Narin, Pasion Turca etiketiyle çıkan yedinci teklisi Vur Beni'yi dinleyicilerle buluşturdu.

Ragıb Narin: "Global bir sanatçı olmak istiyorum"

Akşam Gazetesi'nden Merve Yılmaz Oruç'un röportajı...

Önce müzik sonra futbol arada ticaret hayatı ve yeniden müzik... Dönüp dolaşıp yolunuz müzik ile nasıl kesişti tekrar?

2011 yılından beri beste yapıyorum aslında. Türkçe derslerinde hocam bana şiir okuturdu, aynı zamanda okul korosundaydım. Şiir okuyacağım, fon müziği var arkada. Ben o müziğe göre şiiri şarkı gibi düzenledim. Daha sonra kendim yapabilir miyim diye denedim. Ve ilk bestemi yapmaya başladım. Durmadan üretiyordum. Bunun bir yetenek olduğunu düşündüm ve dışa vurmak istedim. Bu beni rahatlattı. 100'e yakın bestem var. Ama bunları kendim için yazmıyordum sadece insanlarla da paylaşmam gerekiyordu. 2013 yılı sanırım bir videomu o zamanlar Facebook çok popülerdi orada paylaştım. Bir ayda 35 bine yaklaştı, güzel bir dönüş elde etmiştim ama bunun farkında değilim. O dönem kendimi futbola verdim. Müzik geri planda kaldı o süreçte. Hedeflerim büyüktü. Avrupa'da oynamak istiyordum. Ama olmadı. 17-18 yaşına geldimde istediğim noktada değildim ben de futbolu bıraktım. Müzikte içimde kalmıştı. Aynı zamanda ailem ticaret ile uğraşıyordu. Ben o işlerle de ilgileniyordum. Eğitimim işletme üzerine devam ediyor. Yurt dışında kaldığım kısa sürede hem dil hem de şan eğitimi aldım. Daha sonra İstanbul'da da şan eğitimi aldım. Zaten beste kabiliyeti ben de olan bir şeydi. 2019 yılında da Seyhan müzikteki arkadaşımın da desteğiyle ilk şarkım Sevda Çiçeği'ni çıkardım. Güzel bir klip çektik, sevildi... Bir günde yüz bin dinlenmeye ulaştı. Bütün giderleri kendi cebimden ödedim. Sonra bir süre ara verdim. Çünkü bireysel olarak ilerliyordum. Maddi, manevi... İkinci şarkıyı çıkarmaya cesaret edemedim. Dışardan bir güç bekledim olmayınca iş gezisi için Fas'a gittiğimde Gecekondu parçamı çıkardım. Bunun için klip çekmedim. Fas'ta olduğum bölge gecekonduydu ve güzel bir görüntü vardı. Telefon ile çekip sözleri üzerine koyup yayınladım. Gecekondu dönüm noktası oldu. Gördüm ki kaliteli bir beste sununca insanların dikkatini çekiyor. Ardından Mavi ve Gel Diyemem çıktı. Mavi'ye küçük bütçeli klip çektik. Güzel dönüşler almaya devam edince üretmeye devam ettim. Menekşem adlı çalışmamı çıkaracağım zaman Pasion Turca ile tanıştık. Bana kayıt konusunda yardımcı oldular. Sonra hareketli bir şeyler yapalım diye konuştuk. Yılbaşında Barcelona'da bestesini yapıp sözünü yazdığım Mucize'yi yayınlamaya karar verdik.

Önce müzik sonra futbol arada ticaret hayatı ve yeniden müzik... Dönüp dolaşıp yolunuz müzik ile nasıl kesişti tekrar?

2011 yılından beri beste yapıyorum aslında. Türkçe derslerinde hocam bana şiir okuturdu, aynı zamanda okul korosundaydım. Şiir okuyacağım, fon müziği var arkada. Ben o müziğe göre şiiri şarkı gibi düzenledim. Daha sonra kendim yapabilir miyim diye denedim. Ve ilk bestemi yapmaya başladım. Durmadan üretiyordum. Bunun bir yetenek olduğunu düşündüm ve dışa vurmak istedim. Bu beni rahatlattı. 100'e yakın bestem var. Ama bunları kendim için yazmıyordum sadece insanlarla da paylaşmam gerekiyordu. 2013 yılı sanırım bir videomu o zamanlar Facebook çok popülerdi orada paylaştım. Bir ayda 35 bine yaklaştı, güzel bir dönüş elde etmiştim ama bunun farkında değilim. O dönem kendimi futbola verdim. Müzik geri planda kaldı o süreçte. Hedeflerim büyüktü. Avrupa'da oynamak istiyordum. Ama olmadı. 17-18 yaşına geldimde istediğim noktada değildim ben de futbolu bıraktım. Müzikte içimde kalmıştı. Aynı zamanda ailem ticaret ile uğraşıyordu. Ben o işlerle de ilgileniyordum. Eğitimim işletme üzerine devam ediyor. Yurt dışında kaldığım kısa sürede hem dil hem de şan eğitimi aldım. Daha sonra İstanbul'da da şan eğitimi aldım. Zaten beste kabiliyeti ben de olan bir şeydi. 2019 yılında da Seyhan müzikteki arkadaşımın da desteğiyle ilk şarkım Sevda Çiçeği'ni çıkardım. Güzel bir klip çektik, sevildi... Bir günde yüz bin dinlenmeye ulaştı. Bütün giderleri kendi cebimden ödedim. Sonra bir süre ara verdim. Çünkü bireysel olarak ilerliyordum. Maddi, manevi... İkinci şarkıyı çıkarmaya cesaret edemedim. Dışardan bir güç bekledim olmayınca iş gezisi için Fas'a gittiğimde Gecekondu parçamı çıkardım. Bunun için klip çekmedim. Fas'ta olduğum bölge gecekonduydu ve güzel bir görüntü vardı. Telefon ile çekip sözleri üzerine koyup yayınladım. Gecekondu dönüm noktası oldu. Gördüm ki kaliteli bir beste sununca insanların dikkatini çekiyor. Ardından Mavi ve Gel Diyemem çıktı. Mavi'ye küçük bütçeli klip çektik. Güzel dönüşler almaya devam edince üretmeye devam ettim. Menekşem adlı çalışmamı çıkaracağım zaman Pasion Turca ile tanıştık. Bana kayıt konusunda yardımcı oldular. Sonra hareketli bir şeyler yapalım diye konuştuk. Yılbaşında Barcelona'da bestesini yapıp sözünü yazdığım Mucize'yi yayınlamaya karar verdik.

Ve en son Vur Beni geldi...

Arkasından Vur Beni çıktı. Biraz daha canlı ve eski pop müziğine yakın bir çalışma oldu. Vur beni 2014 yılında bestelediğim ilk hareketli şarkıydı. Kendi kendinize gitar ile parça çalarken daha çok slov şeyler ortaya çıkıyor. Tabi bir de o dönemler derbeder zamanlar, genciz... Bir gün arkadaşlar sahilde gitar çalıyor. Bir anda Vur beni çıktı ortaya. Sakladım onu. Çünkü hareketli şarkıyı hem aranje etmek hem de klip çekmek slow bir şarkıya göre daha zor. Mucize'den sonra tabii profesyonel bir ekipte arkamda olduğu için çıkardık. Vur Beni aslında 90'lar pop müziğine can vermek amacıyla yapılan bir parça... O soundları görüyoruz. Bu şarkıyı çıkarırken riskli olduğunu biliyorduk. Ama şu an iyi gidiyor.

Yurt dışı seyahatleriniz oluyor işiniz gereği... Bu müziğinize nasıl yansıdı?

Yurt dışı seyahatlerimde gitarım hep yanımda olur. Yurt dışındayken bana ayrı bir ilham geliyor. Beste ve söz üretme özelliğimi artırdı. Başka insanlarla müziklerle karşılaşmak ufkumu geliştiriyorve hayata olan bakışı farklılaştırıyor. Bu da üretimime yansıyor sanırım. Gecekondu ve Mavi, Fas'ta, Mucize ise Barselona'da çıktı.

Bu zamana kadar hep söz ve bestesi sana ait olan şarkılarla çıktın. Cover yapmayı düşündün mü? Kendi bestenle çıkış yapmak sence dezavantaj mıydı?

Cover bir parça yapmayı hiç düşünmedim. Her gün böyle yüzlerce çalışma yükleniyor dijital dünyaya. Üstelik çoğu beğenilmiyor. İnsanlar eski formunu seviyor. Tabii kendi bestelerimle çıkmakta riskti. Çünkü yeni bir şey dinleyecek insanlar. Hele de bu kadar tüketim çılgınlığı varken. Ama çevremden destek gördüm. Ve iyi ki kendi şarkılarımla başlamışım. Öyle de devam edecek. Dijital dünya uçsuz bucaksız. O yüzden bir şarkının milyonlar dinlenmesi önemli. Günde bir sürü parça çıkıyor. Bunlar arasında milyon dinlenebiliyorsak bu güzel bir durum. Eskiden TV'ler vardı ve kimi çıkarıyorsa onu dinliyorduk. Şimdi öyle değil. Pes etmemek lazım. Ben etmedim şu anda belli bir kitleye de ulaştım. Ama daha fazlasını hedefliyorum.

Nedir hedefin ya da müzikle ilgili hayalin?

Global olarak bir yere gelmek ve işler yapmak istiyorum. İki ana dilim var. İngilizce, İspanyolca da biliyorum. Bunları kullanmak istiyoruz. Orta Doğu'nun Türklere ilgili var. Ben hem dillerini biliyorum hem de kültürlerini. Annem Arap çünkü. İleriki zamanda Arapça bir çalışma yapacağız. Daha sonra İngilizce projelerde olacak. Müzikle ilgili hayalim global bir sanatçı olmak.

"YENİ NESİLE HİTAP EDECEK BİR PARÇA GELİYOR"

Bundan sonraki müzikle ilgili çalışman ne olacak?

Albüm düşüncem şu an için yok. Tekliler devam edecek. Yeni parça için çalışmalara başladık. Biraz farklı bir parça olacak. Biraz tarzımın dışında yeni nesile de hitap edecek. 10-20 yaş arası 80, 90'lar pop müziğine çok ilgi gösteriyor. Biraz daha elektronik, basit müzikler seviyor. Onlara hitap eden ama tarzımı da çok değiştirmeden latin havasında bir proje olacak, kasım ayı içinde... Şu an rap tarzı sözlerin sıralandığı elektro müzikler ön planda. Sohbet edemeyeceğiniz insanlar şarkı çıkarıyor. Üstelik bunlar tutuyor. Çünkü onların dinleyici kitlesi 10 ila 20 yaş arası. Bu kitle beğendikleri parçayı paylaşıyor ve yorum yapıyorlar. Böyle olunca daha çok yayılıyor. O yüzden o kitleye de hitap etmek lazım. Tabii kendi tarzımdan ödün vermeden. Anlamlı sözlerden oluşan latin havasında hareketli bir çalışma yapacağız.

"DİNLEYİCİLERLE AYNI ŞEYİ HİSSETMEK GÜZEL"

Kendi müziğini dinlerken ne hissediyorsun?

Gecekondu'yu dinlerken huzur kaplıyor içimi, Mavi'yi dinlediğimde yüzüm gülüyor, pozitif bir enerji kaplıyor. Mucize, mutluluk veriyor, hayal kurduruyor... Ve parçalara yapılan yorumları okuduğumda aynı yorumları dinleyiciden de duyuyorum. Şarkıları sanki bana söylüyormuşsunuz gibi, seninle konuştuğumuzu hissediyoruz diyorlar. Aslında aynı duyguları yaşıyoruz yani. İnsanlara dokunmak çok güzel.

Ailen bu konuda ne düşünüyor?

Ailem Mucize şarkısına kadar müziğe bu kadar zaman ayırmamı istemiyordu. Çünkü maddi ve manevi beni yorduğunu düşünüyorlardı. Ancak profesyonel bir ekiple çalıştığımızı görünce ve Mucize'ye olan geri dönüşler fikirlerini değiştirdi. Şimdi babamın çalma listesinde benim parçalarım var.