Timur Acar: "Oğlum'un senaryosu çok etkileyici"

SHOW TV'nin iddialı dizisi "Oğlum"da rol alan Timur Acar, hem diziyi hem de merak edilenlerini anlattı.

Timur Acar: "Oğlum'un senaryosu çok etkileyici"

Habertürk'ten Aytekin Teker'in röportajı...

'Oğlum'dan gelen teklifi kabul etmenizde dizinin hangi özellikleri etken oldu?

Diziyi kabul etmemdeki en büyük etken senaryosu oldu. Okuduğumda gerçekten etkilendiğim bir hikaye gördüm. İki ailenin karşılaştığı bir olay etrafında gelişen bir hikaye.  Aile teması üzerinde işlenen etkileyici bir senaryo olduğunu düşündüğüm için kabul ettim.

Canlandırdığınız karakteri anlatabilir misiniz?

Canlandırdığım karakter bir ailenin babası. Anne baba ve iki çocuktan oluşan, iletişimi güzel ve iyi olan bir aile. Bu ailedeki babayı canlandırıyorum. Bu sebeple keyifli bir rol oldu benim için de. Ailesine düşkün, eşine ve çocuklarına hem saygısı hem sevgisi olan bir aile reisi. Tabii ki başlarına gelen olayla birlikte babanın da bu aileyi nasıl idare edeceğini, nasıl toparlamaya çalışacağını, neler yaşayacağını hep beraber göreceğiz.

Oğlum ilk üç bölümüyle ekranlara geldi. Dizi hikayesiyle hem çok beğenildi hem de başarılı oyunculuklar sosyal medyada da gündem oldu. Siz çevrenizden diziyle alakalı nasıl geri dönüşler aldınız?

Dizimiz çok etkileyici bir hikayeye sahip, gösterime girmesiyle beraber sevildi. Yükselen bir grafiğe sahip. Gerek sosyal medyadan gerek etrafımızdaki insanlardan olumlu tepkiler alıyoruz. Bu bizi ekip olarak çok mutlu ediyor.

Dizide bir babayı canlandırıyorsunuz, büyük bir trajedi yaşayan bir babayı... Karakteri okuduğunuzda ilk ne hissettiniz? 'İlyas’a yaşadığı bu zorlu süreçte bir tavsiyede bulunacak olsanız bu ne olurdu?

Dizide tüm ailenin, bütün fertlerin başına trajik bir olay geliyor. Karakteri ilk okuduğumda beni çok etkileyen bir hikayesi olduğunu gördüm ve bunun üzerine çalışmaya başladık. Her defasında ne yapıyoruz diye düşünerek karakterin üzerine koyarak devam ediyoruz. 'İlyas’a bu zorlu süreçte tavsiyede bulunamam. Her babanın her annenin en büyük sınavlarından biridir, hep söylenen bir şey vardır; Allah böyle bir şeyle sınamasın kimseyi diye. Biz de bu acıyla baş etmenin yollarını bulmaya çalışan bir aileye hayat veriyoruz. Herhalde bundan sonra ailenin toparlanma sürecini izleyeceğiz.

Birbirinden başarılı isimlerle çalışıyorsunuz. Set ortamı nasıl?

Gerçekten keyif aldığımız bir ekip var, güzel bir şekilde çalışıyoruz. Bütün oyuncularla set ortamında keyifli bir uyum içerisindeyiz. Eğlenmeye çalıştığımız bir set ortamı oluşturuyoruz ancak hikaye gereği çok eğlendiğimiz söylenemez. Çünkü her oyuncu sete hazırlanarak ve üzerine ne koyacağız diye düşünerek geliyor. Onun dışında sette ortam çok güzel.

Dizi ebeveynlerin ve aile ortamının çocuklar üzerindeki etkisinin büyüklüğüne dikkat çekiyor. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çocuk bir birey ve şüphesiz ki gelişimine en büyük katkıyı ailesinden alıyor. Tabii ki bu şartların nasıl geliştiğine bağlı olarak sevgi en büyük etken bir çocuğun gelişmesinde. Biz de dizimizde bu konuyu işliyoruz. Aslında ebeveynler ve onların üzerlerine düşen görevleri nasıl yerine getirmeleri gerektiği veya bunları yaparken neleri gözetmeleri gerektiği bir konu… Ülkemizde ya da dünyada da bitmeyecek bir konu çünkü çocuklar her şeyimiz, onlara her şeyimizi vermemiz gerekiyor şüphesiz ki bunların en başında da sevgi geliyor.

Babalık hayatınızı nasıl değiştirdi? Kız babası olmak da ayrı bir duygu...

Tabii ki son dönemlerde çok gelen bir soru.  Bu süreç yaşanarak görülen bir şey. Evlat bambaşka bir şey. Onunla geçirdiğimiz her dakikanın, her saniyenin önemini anlıyor insan. Bana en büyük öğretisi bu oldu. Bir kızımız var ve onunla vakit geçirmek keyifli. Baba olunca insan daha önce düşünmediği çok şeyi düşünür oluyor. Bir can var size emanet, gözünüzün içine bakıyor. Tüm hareketlerinize dikkat etmeniz gerekiyor. Biz de bunun bilinciyle güzel bir evlat yetiştirmeye çalışıyoruz.

Tiyatronun hayatınızdaki yerini nasıl konumlandırıyorsunuz?

Tiyatro hayatımın önde gelen faktörlerinden biri. Onunla her zaman bir alışveriş halinde oldum ve olmaya da devam edeceğim. Üzerine çok emek vermek gereken bir sanat dalı. Şimdilerde de baya bir sekteye uğradı pandemi şartları nedeniyle ama daha sonra salonların açılmasıyla olumlu gelişmeler oldu. Bunların yanında çok zorlu faktörler de var. Özellikle özel tiyatrolarda şartlar biraz daha zor, ayakta kalmak için uğraşıyoruz zor bir süreçten geçiyoruz. Yetkililerden buna dikkat etmelerini istiyorum. Tiyatro bir gelir kapısı değil orası bir sanat mekanı, bu şekilde düşünülmesi gerekiyor. Bu nedenle ayakta kalması ve destek alması gerekiyor.  Tiyatroyu insanların hayatından koparırsanız büyük bir yara açmış olursunuz.

Moda Sahnesi'nin kurucularındansınız... Pandemi kısıtlamalarının hafifletilmesinin ardından tiyatroya yoğun ilgi var mı?

Evet şu sıralar seyircinin tiyatroya ilgisi var. Son dönemde seyircinin tiyatroya geri dönüş yapması yaralarına merhem olmuyor. Tiyatroları ayakta tutmak zorundayız çünkü hayatımızın her aşamasında var ve var olmak zorunda.

Televizyon, sinema, tiyatro... Hayatınızın geri kalanında sadece birini yapma şansınız olsa hangisini seçerdiniz?

Üçünü birbirinden ayırmak oldukça zor. Pek çok dizi ve sinemada rol aldım ama birini seçmem gerekirse tiyatroyu seçerdim. Çünkü tiyatro, doğalıyla her daim var olacak ve ayakta kalacaktır.

Pek çok dizi ve filmlerde rol aldınız... Muhakkak kamera arkasında kalan unutamadığınız bir anınız vardır. Bir tanesini bizimle paylaşabilir misiniz?

Kamera arkalarında yaşanan şeyler o anda çok etkili oluyor gerçekten de şu an aklıma gelmiyor. Çok güzel anılar biriktirdik, değerli insanlarla çalıştık çalışmaya da devam edeceğiz.

Çakallarla Dans 6 geliyor. Serinin buraya kadar süreceğini tahmin edebiliyor muydunuz?

Evet öyle bir fikir var, senaryo tamamlanmak üzere. Geldiği zaman hemen sete çıkarız diye düşünüyorum. Ne yalan söyleyeyim bu kadar olacağını düşünmüyordum. Ama biz keyif alıyoruz birbirimizle çalışmaktan; güzel bir serüven…