Yılmaz Özdil yazdı: "Ölmeme günü"

Sözcü Gazetesi'nden Yılmaz Özdil'in bugünkü yazısı...

Yılmaz Özdil yazdı: "Ölmeme günü"

Akp genel başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Türkiye İstatistik Kurumu'na güvenmeyeceksin de, masada oturup içki içerken fikir söyleyen adamlara mı güveneceksin” diye sordu.

Cevap veriyorum, evet.

Çünkü, Tüik için aynı şeyi söylemeyiz ama, rakı vatan sevgisidir…

İki tek attığında noolacak bu memleketin hali diye kafa yorulması, ondandır.

Tüik verileriyle yalan söyleniyor, Tüik ciddiye alınmadığı için, yalandan kimse ölmüyor… Ama rakı ciddi iştir, yalanı kaldırmaz, sahtesine denk gelirsen, ölürsün.

Sahte dindar ol mesela, Allah ile aldat, her mevkiye gelirsin, ama sahte rakı içersen, her yer karanlık, doooğru, pir nur o mevki!

Rakı hesap işidir, kesene uygunsa içersin, hesabı ödersin, içmezsen, tek kuruş ödemezsin… Ama Tüik öyle mi? Tüik'in bedelini istese de istemese de, asgari ücretli de öder, emekli de öder, memur da öder.

Rakı sofrasında teklif vardır, ısrar yoktur, ister içersin, ister içmezsin, kendin bilirsin… Tüik metazori değil midir?

Türkiye, rakıdır.

Rakı, Türkiye'dir.

İnanmıyorsan gel, laboratuvarda deney yapalım…

İlk gördüğünde, şişedeki su gibi berraktır, halbuki, su ilave ettiğinde, aniden sisli-puslu hale gelir, artık dışardan bakınca içini göremezsin, arkasını göremezsin. Anlayabilmen için, kavrayabilmen için, hissetmen lazım, hissetmek için, dışardan ahkam keserek olmaz, içine girmen lazım.

Türkiye hakkındaki gerçekler, işte ancak bu yolla anlaşılabilir.

Ve işte bu yüzden, Türkiye'yi asla anlayamıyorsunuz.

Özbeöz Türk'tür rakı.

Türk icadıdır.

Ne malum derseniz?

Nerede, ne zaman ve kim tarafından icat edildiği bilinmiyor, meçhuldür, oradan malum!

Eğer, biz Türklerden başka bir milletin icadı olsaydı, cilt cilt yazılı tarihi olurdu, şeceresini bilirdik.

Şampanyanın mucidi Fransız keşiş Dom Perignon mesela, 1638 yılında dünyaya gelmiş… Evliya Çelebi'nin 1635 tarihli seyahatnamesinde ise, rakıdan bahsediliyor.

Bu demek oluyor ki… Şampanyayı icat eden adam bile kundakta ana sütü içerken, biz aslan sütü içiyorduk.

Hatta, taa 1326 yılında Bursa'yı fetheden rahmetli Orhan Gazi'nin, kendisine fetihte yardımcı olan dervişlere kasalarla rakı hediye ettiğini biliyoruz… Ben sana daha ne diyeyim.

Tüik dediğin 1962'de kuruldu, dünkü çocuk.

Bu millet 700 yıldır rakı içiyor birader.

“Milli”dir rakı.

Üstelik, rakıyı resmen “milli içki” ilan eden, Akp hükümetidir.

Türk Patent Enstitüsü rakıyı Akp iktidarında “milli içki” olarak tescilledi.

Rakıyı milli içki olarak tescilleyen Türk Patent Enstisüsü başkanının eşi de Akp milletvekiliydi.

Asrın liderimiz başbakanken, dindar cumhurbaşkanı dediğiniz Abdullah Gül cumhurbaşkanıyken, Resmi Gazete'de yayımlandı…

“Karakteristik özelliğini Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yeralan doğal unsurlardan, özellikle Türkiye'de yetişen üzüm, anason ve Türkiye'de uygulanan geleneksel üretim yöntemlerinden alan, kendine has, renksiz alkollü içki” olarak tanımlandı.

“Geleneksel tat” olduğu belirtildi.

Resmi Gazete'nin o sayısını aç da oku Numan Kurtulmuş… Sen güya has partiyi kurmuştun ama, Türkiye Cumhuriyeti'nin has'ı rakıdır!

Asildir rakı.

Bakın, 1900'lü yıllardan bir davetiye aktarayım size…

“Muhterem efendim, teşrin'i saninin 21'inci gününe müsadif Cuma akşamı, Hristo'nun meyhanesinde taam eylemek ve hususi eğlence tertip ederek vakit geçirmek istiyoruz. Sizi pek seven cümle dostlarımız teşrif edeceklerdir. Binaenaleyh, icabetiniz bizim içün mücib-i şeref olacaktır. Bu lütfu bizden esirgemeyeceğiniz ümidi ile takdim-i ihtiram eyleriz efendim… Pera sahaflarından Şener Efendi.”

Nezakettir.

Zarafettir.

Adabımuaşerettir rakı.

Fava, pilaki, şakşuka…

Memleket “meze”lesidir.

Evrim Teorisi'dir.

Fazla kaçırırsan, özüne dönersin, maymun olursun… Bilimdir.

Bilim deyince, aklıma geldi… Elektriğin icadından sonra Akp'nin sembolü “ampul” icat edildi sanıyorsan, kesinlikle yanılıyorsun.

Elektriğin icadıyla birlikte, buz üretildi, buz üretilince “rakıya niye buz koymuyoruz azizim?” denildi, bu makul soru üzerine, rakıya buz koymak için daha uzun bardağa ihtiyaç oldu, düşündük taşındık, pratik Türk zekası devreye girdi, limonata bardağı rakı kadehi olarak kullanılmaya başlandı.

Kronolojik olarak açıkça görüldüğü gibi, elektriğin icat edilmesinden sonra, Türk milleti olarak ilk icadımız rakı kadehi oldu!

Fevkalade'dir.

Aliyülala'dır.

1926'da üretime başladığında, bu caanım isimleri koymuştu Tekel.

Kadındır rakı.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında “Sevim, Elif, Hanım, Denizkızı, Üzümkızı, Jale” isimlerini taşırdı rakı markaları.

Botokstur aynı zamanda.

Çirkin insan yoktur, az rakı vardır.

İçilir “güzel”leşilir.

Hayatın anahtarıdır.

Büst gibi oturan adamın bile çenesinin kilidini açar.

“Çilingir” sofrasıdır.

Kontörsüz muhabbettir.

Kahkahadır.

Çocuktur, ağlarsın.

İçki denip geçilemez… İçki içen ne yaptığını hatırlamaz ama, rakı içen unutulanları bile hatırlar.

Acısıyla tatlısıyla hatıraları kaydeden harddisk'tir.

Tıp bazen çaresizdir.

O ilaçtır.

Gurbete bile iyi gelir.

Ruha merhemdir.

Herkesin gençlik hatası olabilir, bira içersin, sonradan para kazanınca şarap içmeyi matah zannedersin, Amerikalı kamyon şoförlerinin içtiği viskiye kamyon parası ödersin, orası ayrı…

Kürkçü dükkanıdır.

Döner dolaşır, gelirsin.

Akil'dir rakı.

Hem de Akp'nin bile akil'idir, Orhan Gencebay'dır.

Entel dantel ayaklarına yattığın için sanki dinlemiyormuş gibi yaparsın ama, hepimiz biliriz ki, ezbere bilirsin.

Tatlıses'tir.

Kürt Realitesi'dir.

Örgüttür rakı!

Peynir, kavun, rakı, PKR'dir.

Ama bölücü değildir, birleştirici örgüttür.

Türk'ü de içer, Kürt'ü de, Ermeni'si de, Yahudi'si de… Rumlar öyle meze yapar ki kardeşim, helali hoş olsun, Kıbrıs'ı veresin gelir!

Ne anlamı var rakısız ot'un, radika'nın cibez'in deniz börülcesi'nin?

İnek miyiz biz?

Niye avlayıp günahına giriyorsun boşu boşuna… Ayranla mı yiyeceksin lüferi?

Bestedir rakı.

Güftedir.

Dönülmez akşamın ufkudur.

Müzeyyen Senar'dır.

Zeki Müren'dir, Mesut Bahtiyar'dan şarkılardır.

Şiirdir.

Orhan Veli'dir, “şiir yazıyorum, şiir yazıp eskiler alıyorum, eskiler verip musikiler alıyorum, bir de rakı şişesinde balık olsam”dır.

Yahya Kemal Beyatlı'dır.

Bedri Rahmi Eyüboğlu'dur.

Cahit Sıtkı Tarancı'dır.

Fazıl Hüsnü Dağlarca'dır.

Ümit Yaşar Oğuzcan'dır.

Edip Cansever'dir.

Sait Faik Abasıyanık'tır.

Necati Cumalı'dır.

Oktay Rıfat'tır.

Melih Cevdet Anday'dır.

Turgut Uyar'dır.

Metin Altıok'tur

İlhan Berk'tir.

Can Yücel'dir.

Hasan Hüseyin Korkmazgil'dir.

Küçük İskender'dir.

Refik Durbaş'tır.

Murathan Mungan'dır.

Sayayım mı daha…

Ölmeyen şairlerin ölmeme günüdür!

“Ertesi gün için bir şey diyemem ama, rakı içtiğin gün ölmezsin” diyen Cemal Süreya'dır.

“Gözlerin gözlerime değince, su katılıyor rakıya, denizler açılıyor önümde” diyen Cahit Külebi'dir.

“Bu rakı var ya, bu rakı, seninle içerken güzel / kimler olursa olsun varsın, rakılı ağzından öpmek en güzel” diyen Aziz Nesin'dir.

“Bu meret öyle bir merettir ki, acıyla içilir, tatlıyla içilir, neşeyle içilir, ağlayarak içilir, kavunla içilir, peynirle içilir, ikisi beraber çok güzel içilir, yemekle içilir, mezeyle içilir, suyla içilir, susuz içilir, sodayla içilir, şalgamla içilir… Ama işte, bir tek salakla içilmez” diyen Nazım Hikmet'tir.

Mustafa Kemal'dir.

Utanmadan ayyaş diye iftira atarlar ama, kurup yücelttiği memleketi “ayık kafa”yla niye yönetemiyorsun diye sormazlar mı adama?

Rakı içenleri beğenmiyorsunuz…

Kokain çekenleri o yüzden mi tercih ediyorsunuz acaba?

YILMAZ ÖZDİL / SÖZCÜ GAZETESİ