Ekranda Kadınları Deği̇l, Kendi̇ Çürümüşlüğünü Anlatan Hayasızlar!

Sacit Aslan'ın yeni yazısı...

Bir dönemin “kadın avcıları”, bugün televizyon ekranlarında kendini “yaşanmışlık adamı” diye pazarlıyor.

Oysa ekran ışıkları altında parlayan şey, bir karakter değil, utanmazlığın cilalı yüzü.

Bir erkek düşünün…

Yıllar önce birlikte olduğu kadınların isimlerini, mesajlarını, fotoğraflarını ağız dolusu anlatıyor. Sanki bir zafermiş gibi, sanki övünç kaynağıymış gibi.

Oysa gerçekte yaptığı tek şey, kendi ahlaki iflasını halka arz ediyor.

Bir kadının adını, bir zamanlar paylaştığın özel anları; reyting, sansasyon, ucuz ilgi uğruna televizyon ekranlarına taşıyorsan, sen artık bir erkek değil, şov dünyasının teşhirci hokkabazısın.

Ne erdemin var ne de utanman.

Bir de hayasızca “Sevişecek kadın kalmadı” diyebiliyorsan, bu cümlenin içinde senin ne kadar çürümüş boş ve zavallı biri olduğun gizli. Çünkü o söz, bir kadına değil; tüm insanlığa hakaret.

Bir zamanlar seninle aynı karede görünen o kadınlar şimdi ne hissediyordur, biliyor musun?

Belki öfke, belki utanç değil ama sadece tiksinti.

Bir zamanlar seni insan sanan gözler şimdi sadece pişmanlık görüyor. Çünkü bir erkek, yaşadığı geçmişi değil; koruduğu onuruyla hatırlanır.

Senin geçmişinse çamurdan bir bataklık gibi arkadaş!

Kendini temize çıkarmak için ne kadar konuşursan konuş, kelimelerin sadece pisliğini daha çok ortaya saçıyor.

Ve yazık ki bazı kanallar, bu rezaleti “samimiyet” diye sunuyor.

Oysa bu samimiyet değil, ahlaksızlığın televizyon prodüksiyonu.

Bir kadını anlatırken gülüp geçmek, bir özel anı ekranlarda parçalamak, kadınları “tükenmiş nesne” gibi göstermek… Bunlar samimiyet değil, insanlığını kaybetmenin gösterisi maalesef.

Senin gibiler, her cümlesiyle kendi rezaletini afişe eden zavallılarsınız.

Bir gün ekranlar kararacak, alkışlar dinecek.

Geriye sadece şu kalacak:
Bir zamanlar sevdiği kadınları rencide eden, utandıran, rezil eden bir adamın çirkin hikâyesi.

Ve emin ol, o hikâyeyi kimse dinlemek istemeyecek.

Sen erkek falan değilsin; sen ahlaksızlığın ekran yüzüsün.

Ve bu toplum, er ya da geç, böylesi şerefsizlerin gülerek anlattığı utancın ardındaki karanlığı görecek.

Sacit ASLAN