Yasemin Uras: "CİHAN EKŞİOĞLU DEVLETİN TANKIYLA OTELİMİZE GİRDİ"

Sedat Peker'in açıklamalarıyla gündeme gelen Paramount Otel'e ilişkin açıklamalarda bulunan otelin kurucusunun kızı Yasemin Uras, yeni iddialarda bulundu.

Yasemin Uras: "CİHAN EKŞİOĞLU DEVLETİN TANKIYLA OTELİMİZE GİRDİ"

Sedat Peker’in Paramount Otel ve Sezgin Baran Korkmaz iddiaları sonrası dikkat çeken bir açıklama da oteli kuran Atilla Uras’ın kızı Yasemin Uras'tan geldi.

 

Uras'ın açıklamaları "otele çöken çökene" dedirtirken, "tank" iddiası bile dile getirildi.

Uras, otellerine önce devletten birilerinin yardımıyla vatandaşlığa geçirildiğini söylediği Bahtiyar İkramoğlu'nun (Botır Rakhimov) çöktüğünü, oteli satın alacağını söyleyen Turan Avcı'nın karşılıksız çek verdiğini ve satın alma işlemini Rus şoför üzerinden yaptığını, hisselerinin çalındığını, Sezgin Baran Korkmaz'ın ise kendisine oteli Kazak birinden 42 milyon avroya aldığını söyledi.

Uras'ın bir iddiası da tank oldu, "İşin tuhaf yanı Andrey döndü Botır’a hediye etti. Bu sefer Botır almış oldu. Bir de Botır’ın yanında Cihan Ekşioğlu diye bir kişi türedi. Cihan Ekşioğlu, babamın vefat ettiği gün otelimize devletin tankıyla girdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin tankıyla otelimize girdi" dedi.

Zanka TV’de yayımlanan Ferit Atay’ın sunduğu "SorguluYorum" programına konuk olan Yasemin Uras, şöyle konuştu:

Bakanlıktan kiralanan arsaya yapıldı

Daha çok biz Rusya’yla iş yapardık, gübre, petro kimya. Sonradan otel işine girdik. Palmira’yı yaptık, 1 sene ben işlettim sonra Koç’lara sattık. Paramount’un yan arsası Rixos bizimdi. Onu da bir müddet sonra sattı, Paramount’u yaptı. Paramount’un ilk adı Golden Savoy’du. Arsayı Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan 50 seneliğine kiraladı. Ama üzerindeki binalar bizimdi, biz inşa ettik.

'Devletten birilerinin yardımıyla vatandaşlık verilen isim otelimizin üstüne çöktü'

Jumeirah sanırım 2 sene kadar işletti. Fakat orada oğlunun başına talihsiz bir olay geldi, otelin önünde teknede kalp krizi geçirdi 27 yaşında. O yüzden, oğlunu da çok sevdiği için orada işletmeci olmak istemedi ve kendi yerine bir kiracı buldu. O isim de Botır Rakhimov.

Türk vatandaşlık ismi Bahtiyar İkramoğlu. Bu şahıs aslında Özbek’tir. Kırmızı bültenle Interpol’de aranan, İspanya tarafından, FBI tarafından aranan, zamanında Rus mafyasının parasını aklayan, Özbekistan’a da zamanında işlediği suçlardan dolayı dönemeyen bir şahıstı. Burada vatandaşlık verildi. Tam girmek istemiyorum ama galiba devletten biri yardım etti, vatandaşlık aldı. İsmini Bahtiyar İkramoğlu olarak, gerçi 5 pasaportu var pasaporta göre ismi değişiyor. Bu, otelimizin üstüne çöktü. 

Kiracı olarak girdi ama babamı sıkıştırmaya başladı devamlı, ‘kazanmıyor, etmiyor’ diye. Babamın hayatının son 10 senesi Bodrum’da geçti. Çünkü otelin içinde kendi villası vardı. Kira anlaşmasına göre hizmetçileri, temizlikçileri kullanıyordu. Artık çok zorluklar çıkarmaya başladı, babam da 81 yaşındaydı. Kalp hastasıydı, KOAH hastasıydı, şeker hastasıydı. Ödemeleri kısıtlı yapmaya başladı, yapmamaya başladı, kontrata uymamaya başladı.

Hatta kız kardeşim var Meltem Uras, babamı ziyarete geldiğinde içeri almadılar. Kendi otelimize polisle girmek zorunda kaldık. Öyle durumlar gelişince babam artık bezdi ve bu oteli satalım dedi. 

'Babam şüpheli şekilde öldü'

Müşteri olarak Turan Avcı çıktı, “Ben almak istiyorum” dedi. Hatta Turan Avcı, CNN Türk’e çıktı “Ben bu oteli alıyorum, adı da Paramount olacak” dedi.

Babam en son KOAH hastasıydı, boynu delikti ve tüp takılmıştı. Babamın şüpheli şekilde öldüğünü düşünüyorum, aniden o tüp çıkmış. Benim eşim doktor, “O tüp öyle çıkmaz” dedi. Boğuldu, ambulans gelene kadar krizler geçirdi. Bu sefer kalbi durdu. Kalbi 45 dakika çalıştırmaya çalıştılar, beyin ölümü oldu. Bu sefer Bodrum Hastanesi’nden Acıbadem’e taşındı fakat beyin ölümü olmuştu, 2 hafta da komada kaldı o arada vefat etti.

Turan Avcı “aldım” dedi ama sonra çeke bakılınca Andrey Ravyoric diye bir adam çıkıyor. Andrey, Turan Avcı’nın yanında çalışan çaycı, şoför gibi bir adam. 47 milyon dolarlık bir çek var.

Babama ben vasi atamaya çalışınca, hakimin karşısına çıktı dedi ki “Ben bu oteli 100 milyon dolara satıyorum”. 100 milyondan sonra bir anlaşma çıktı 90, sonra bir anlaşma 67, sonra çek çıktı 47, sonra çıktı çek karşılıksız. Zaten Rus şoför adına, şoför nasıl alıyorsa.  Bu arada babam oteli, otel derken Ufuk Turizm şirketti çünkü toprak bizim değil ya, bu sefer hisseler kasada rehindi. Satışa kadar teslim edilmeyecekti. Bu sefer kasaya girdik, babam hastanede komadayken kasadan hisseler çalınmış.

'Otelin bedeli ödenmedi'

Otelin bedeli ödenmemiştir bugüne kadar. Elden ele, el değiştiriyor.

Sonra biz çekin tahsiline baktık, çek karşılıksız. Andrey kaçmış gitmiş Rusya’da. Ona icra açtım ve icrayı da getiriyorum. O davam sonuçlanıyor bu ay, tabi ki kazandım. Çünkü Türkiye’de bir yeri alırsa bir insan, icra kanunlarına göre borcuyla da hükümlü. Zaten ben kamuoyuna da ilanlar verdim, “Burası borçludur almayın” diye. Bunu da nereden biliyorum? İsviçre çok ufak bir yer, orada büyüdüm. İsviçre’den Montrö’den belli emlakçılar beni aramaya başladılar. Dediler ki “Oteliniz şu an pazarlanıyor”. Hatta 250 milyon dolar gibi bir fiyata. Bu sefer ben avukatımı aradım, “Biz derhal kamuoyuna ilan verelim gazetelerde” dedim.

'Tankla otele geldi'

İşin tuhaf yanı Andrey döndü Botır’a hediye etti. Bu sefer Botır almış oldu. Bir de Botır’ın yanında Cihan Ekşioğlu diye bir kişi türedi. Cihan Ekşioğlu, babamın vefat ettiği gün otelimize devletin tankıyla girdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin tankıyla otelimize girdi.  

Cihan Ekşioğlu, o ara devletin kışlalarına tadilat yapıyordu. Oteli fethetti. Ben dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey görmedim, bir devletin tankını alıyorsunuz ve o tankla yollardan gelip otele giriyorsunuz. Ben Amerika’daydım, kendisiyle hiç konuşmadım.

'Ben Kazaklardan 42 milyon euroya aldım' dedi

Sezgin Baran Korkmaz, ben kamuoyuna ilan vermiştim, ilk oteli aldığında kendi Twitter üzerinden anasayfasında yeni şirketimiz diye koydu. Hatta otelin adını aldığında Royal Palace diye koydu.  Bana birkaç kişi aracılığıyla telefon açıldı ve “Ben Kazaklardan 42 milyon euroya aldım” dedi. Benle yalıda oturup, konuşmak istediğini söyledi. Ben de “Öyle bir şey olamaz ama ödenmemiş bedeli var siz de biliyorsunuz, arzu ederseniz avukatınızla ofisime gelirsiniz, oturup konuşuruz” dedim. Gelmedi.

Şöyle bir hikaye de var; Sezgin Baran Korkmaz’a bildiğim kadarıyla Botır Rakhimov’un 30 milyon dolar kadar borcu vardı. Acaba o borç karşılığında mı devretti onu bilmiyoruz, öğreneceğiz. Pay defterlerini istedik. Delilleri istedik, hakim de istedi.  

Şu halde Ufuk Turizm’in pay defterinde halen Botır gözüküyor, Sezgin değil.

'Biz şu an oteli kimin aldığını öğrenmek istiyoruz'

Ben malımı kurtarmaya çalışıyorum. Hisse payımı istiyorum Sezgin’den.

Sezgin’e dava açtım, o da devam ediyor. Bir dahaki duruşmamız Eylül’de. Hakim de delillerin toplanmasını istedi, hisse pay defterlerinin getirilmesini istedi.

Sezgin “Ben almadım” diyor. Biz şu an oteli kimin aldığını öğrenmek istiyoruz. Öğrenemediğimiz için hakim delilleri istedi ve bunu sunmak zorundalar şu anda.

Cihan Ekşioğlu Ocak ayına kadar, Sezgin alana kadar her gün otelime geliyordu. Sezgin aldı, bir daha gelmedi.'

Kaynak: meydafaresi