1975 YILI... BEBEK MAKSİM SAHNESİNDE DEV MUAZZEZ ABACI...

"... Saatler 24.00 olduğunda terzi Mualla’nın (Mualla Özbek) diktiği bembeyaz kıyafeti ile sahneye Muazzez Abacı diye bir dev çıkıyor …"

Yıl 1975 Bebek Maksim kış sezonu açılışının ilk gecesi o zamanlar böyle görkemli açılışlara “prömiyer gecesi” diyorlardı.

Gecenin tüm hazırlıkları erkenden bitmiş tüm salon personeli İki dirhem bir çekirdek misali pırıl pırıl.

Kolalanmış beyaz örtülerle bezenmiş masalar servise hazır.

Mutfak personeli ise kar beyazı kıyafetleri ile adeta yarışmaya katılacaklar gibi heyecan içinde…

Çakı gibi üç salon şefi konukları karşılıyor.

Rezzan-Kadir Has, Fezal-Mete Has, Nermin-Seyfi Basa ve kızları Sema Basa, Güzin-Raif Dinçkök, Münir Konoks ve ailesi (namı diğer Arap Münir), Belma-Erol Simavi, Çetin-Metin Eğilmez kardeşler, Basri Üzülme ve İsak Arayo ve arkadaşları, Nigar Uluerer-Atilla Karsan, Yahya Demirel ve arkadaşları, Ergin-Çetin Yıldırımakın, Canan Yaka ve hatırlayamadığım 300 kişi salondaki yerlerini alıyor.

Her biri çaldığı enstrümanda virtüoz olmuş üstatlar neyzen Salim Bey’in Hicaz Peşrevi ile başlıyorlar o muhteşem fasıla…

Ve… Saatler 24.00 olduğunda terzi Mualla’nın (Mualla Özbek) diktiği bembeyaz kıyafeti ile sahneye Muazzez Abacı diye bir dev çıkıyor.

Mikrofonun önünde bekliyor alkışların kesilmesini ve başlıyor Suphi Ziya Özbekkan’ın muhteşem “Dün gece ye’s ile kendimden geçtim” bestesini söylemeye başladığı an salondakiler de kendinden geçiyor…

Program “Sarı kurdelem sarı” ile sona eriyor…

Böylesi görgülü, bilgili ve Adab-ı muaşeret bilen insanların kalmadığı, şarkı güftesinde edebiyatın yok edildiği bir dönemde, kendini şarkıcı ve besteci zanneden aklı perişan olmuş bir takım zavallılar; “Gazinolar geri dönüyor” hayaliyle zırvalayıp ümitsiz bir bekleyiş içinde acıyan yaralarını ayrı renklerde olan içki kadehlerinde tedavi edecekler…

Sacit ASLAN