Deprem felaketinde akrabalarını kaybeden Aydan Taş'tan yürek yakan sözler

Sevilen oyuncu Aydan Taş'ın deprem felaketinde çok sayıda akrabasını kaybettiği ortaya çıktı.

Deprem felaketinde akrabalarını kaybeden Aydan Taş'tan yürek yakan sözler

Dün doğum günü olan oyuncu Aydan Taş; hem duygusal bir yazı kaleme aldı, hem de doğum günü nedeniyle deprem bölgesinin imdadına yetişen İhtiyaç Haritası’na yönelik bağışlara destek verilmesi için çağrıda bulundu.

Deprem felaketinde akrabalarını kaybeden Aydan Taş'tan yürek yakan sözler


Aydan Taş, paylaştığı mesajında şu ifadeleri kullandı:

“6 Şubat 2023 tarihinde saat 4.53’te sıcak yatağımda uykumun en derin yerinde telefon çaldı. Ablam… Birkaç saniye telefonu öylece bakıyorum, açamıyorum. Açmak istemiyorum; kötü bir şey oldu diyorum aklımdan… Yazdığım binlerce kötü senaryo ile sevdiklerim sırayla geçiyor. Çok kötü bir şey oldu diyorum. Kendime bile duyuramadım korku dolu sesim tuttuğum nefesimle birleşerek açıyorum telefonu…

‘Ne oldu?’ diyebiliyorum sadece… Ağlıyor hıçkırıklara boğulup nefesi kesilircesine sadece ağlıyor. ‘Deprem’ diyor İşte o an, sıcak yatak çukura, bedenim kaskatı bir buz yağında dönüyor. Maraş’ta, Hatay’da, her yerde diyor… Herkes diyor, herkes enkaz altında… Dayımlar, teyzemler, kuzenler, çocukları diyor… Herkes diyor ve o an sadece gördüğüm bu kabusdan uyanmayı diliyorum, uyanamıyorum…

5 gün boyunca çaresiz bir bekleyiş başlıyor. Anne evinde sevdiğiniz tanıdığınız birinin enkazdan cansız bedeni çıkarıldığı haberi geliyor. Başımız sağ olsun deniyor, hiçbir şey hissetmiyorum. Öylece duruyorum, anneme sarılıyorum, sımsıkı sarılıyorum, sadece sarılıyorum.

Ağlayamıyorum, tek kelime edemiyorum acısının çaresizliğini, öfkesini hissediyorum. Bir anda hala enkaz altında olanlar geliyor aklıma… Bir umut diyorum yaşadığımız kayıpların yasısını tutamadan, tekrar enkaz altındakiler için umuda sığınıyorum, ağıtlar, dualar birleşiyor…

Sonra yeni gelen haberle başa dönüyorum, başımız sağ olsun… İçim acıyor, çok acıyor… Biz şu an ne yaşıyoruz ne oluyor diyorum. 2 saniyede bir daha önce hiç tanımadığım milyarlarca duygu çok hızlı geçiş yapıyor içimde… Ben bu duyguları hiç tanımıyorum, nasıl baş edeceğimi bilmiyorum…

Yeter, bu kabus çok uzadı uyanmak istiyorum diyorum, uyanamıyorum anneme sarılıyorum… 10 Şubat 2023 saat 20.00’de enkazdan cansız bedeni çıkarılan yakınlarımın defin işlemleri için ablam İskenderun’a gitmek için harekete alıyorum. Yola çıkmadan kuzenimi arıyorum.

‘Biz geliyoruz, neye ihtiyaç var?’ diyorum. ‘Kefen’ diyor kuzenim, çok sayıda kefene ihtiyaç var. Yine tüm hislerimi yitiriyorum. Yine bu boşluğun içinde zihnime yenik düşüyorum. Taşımak için payıma düşen bir kilo ağırlığında 4 kefeni yanıma alıyorum. ‘Çok ağır bu’ diyorum… Nasıl taşıyacağımı bilmiyorum tekrar hiç tanımadığım o duygulara teslim oluyorum. Çok uzadı bu kabus yeter uyanmak istiyorum, uyanamıyorum… Elimde taşıdığım dünyanın yüküyle yola koyuluyorum…

Orada gördüklerimi hissettiklerim yaşadıklarımı şu an taşındığım duygularla birlikte yanıma alarak İstanbul’a geri dönüyorum… Ben 6 Şubat 2023’te 04.17’de büyüdüğüm bu memlekette sadece yakınlarımı gömmüyorum, ilk adımlarımı ilk kelimelerimi ilk kalp çarpıntımı ilk yarı izleme arkadaşlarımı komşularımı mahallemi köklerimi ruhumda gömüyorum ruhumu da gömüyorum. Ben 3 haftadır bu kabusdan uyanıp gerçekle yüzleşmek için savaş veriyorum, yiyemiyorum, içmiyorum, izlemiyorum, görmüyorum, duymuyorum. 3 Şubat 2023 saat 00.50 annem geliyor. ‘O zaman doğduğun gün mutluluk getirsin sana inşallah’ diyor. Algılayamıyorum… ‘Sağlıkla huzurla yaş al’ diyor… ‘Unuttun mu yoksa’ diyor unuttum… İnanır mısın hem de ilk kez unuttum diyorum.”