'Eniştemdi, şimdi sevgilim...'

Sacit Aslan yazdı...

Bir zamanlar “Eniştem” dediği adama bugün “Hayatım” diyor. Kulağa biraz alaturka dizi senaryosu gibi geliyor ama hayat zaten bol reytingli bir dizi değil midir? Bazıları için…

“Eniştemdi… Şimdi canımın içi.”

Siz ne derseniz deyin, ben kendi hikâyemin başrolündeyim ve sahne benim diyor kadın…

Bir kadının, bir erkek için “Eniştem” demişse, o adam sonsuza kadar cinsel olarak nötralize edilmiş, bir tür sosyal hadım operasyonu geçirmiş demektir. Artık o adam, o kadın için abidir, baba yarısıdır, amcadır.

Bir kadının kendine “yakıştırmadığı” bir aşkı yaşaması yeterince ayıptır bu coğrafyada.

Hele hele o aşkın nesnesi bir zamanlar “Eniştem” dediğin adamsa… İşte o zaman mahalle yanar ve kepazeliğin ağırlığı 20 ton olur.

“Enişte” dediğin adamla birlikte olduğunda ne kadınlığın zirve yapar ne de adamın(!) erkekliği artar. Ama her ikinizinde “ahlak hanenize” kocaman bir çarpı koyarlar.

“Kalp bu, kimin kime âşık olacağı belli olmaz.”
“Zaten evlilikleri bitmişti.”
“Zaten yıllardır mutlulukları kalmamıştı.”

Klişe olmuş bahanelere sığınmak ikinizi bu girdaptan çıkarmaya kafi gelmez.

Bayramlarda sarılmış, doğum günlerinde bir birlerine hediyeler almış, hatta evlilik yıldönümlerinde “Allah bir yastıkta kocatsın” dedikten sonra bir gün yumuşak bulduğun o yastığa göz koymuşsan seni ben değil, mezardan İsmet paşa çıksa kurtaramaz! :)

“Eniştem ve kardeşim” dedin mi bir kadın ve bir adam otomatik olarak “dokunulmazlar listesi”ne girer. Ama siz bu kelimeleri “ileride işime yarayabilir” diye yanlış anlamışsınız maalesef.

“Enişte” diyerek başladıkları cümleyi, “hayatım” diye bitirebiliyorsanız şayet, benden size küçük bir not: “Yüzsüzlük, bazen aşk gibi hissettirebilir”

Sacit ASLAN