Gölgelerin Krallığı

Sacit Aslan'ın yeni yazısı...

Işıltılı evlerin salonlarında maddi menfaatler uğruna karanlık pazarlıklar yapan, yaldızlı hayallerini hayata geçirmek için geride bıraktıkları enkazdan zerre kadar arlanmayan çok soysuz var bu ülkede.

Hayatın onlara borçlu olduğunu zanneden bu soysuzlar kendi bahçelerine hırsın, gösterişin ve açgözlülüğün putlarını dikmiş bu putlara tapınır durumda modern çağın soysuz azizleri.

Başkalarının yıllarca emeğiyle döşenmiş merdivenleri tırmanırken ne vicdanın sesini duyar ne de ahlaki pusulaların sapmalarını fark eder bu hayasızlar.

Çünkü hayasızların gözünü kamaştıran tek şey, imkânsız hayallerin gerçekleşmiş olan parıltısıdır.

Aslında hayatları boyunca kendi gölgeleri içinde büyüyen bu hayasızlar güneşe çıkınca bile kendi karanlığından kurtulamazlar.

Lüks arabalar, boğaz manzaralı malikaneler marka kıyafetler, altın varaklı sofralarla donatılmış bir hayat yaşadıklarını sanırlar ama aslında bunların tamamı kendi iç hesaplaşmalarını süslü gösterme çabasıdır.

Çünkü içleri o kadar çürümüş, kalpleri öyle körelmiştir ki; artık onlar için hiç bir kötülük günah değil sadece meziyettir.

Bu hayasızların unuttuğu ise: Gösterişli malikaneleri çökünce altından çıkacak pislikliklerdir. Tarih, kibrin yükselttiği ama adaletin yerle bir ettiği nice hayasızı sadece mezar taşlarıyla hatırlar. Paranın hükmü sonsuz olmadığı gibi, gücün saltanatı da sonsuz değildir. Gerçek adalet, geç gelir ama mutlaka gelir. Ve o zaman, bu yalanlarla kul hakkı yiyenlerin kurduğu gölgeler krallığı birer birer yıkılır ve geriye yalnızca utanmazlığın, söylenen yalanların ve hırsların külleri kalacaktır.

Bu hayasızlar bin defa dünyaya gelseler bile erdemli, ilkeli ve çok derin hayatı olan insanlara asla erişemeyecekler.

Çünkü bu hasletler çoğu zaman alçakta bulunur; başını eğmeyen hayasızlar göremez.

Sacit ASLAN