Sefilliğin manifestosu
Sacit Aslan'ın yeni yazısı...
İfşanın bir onuru vardır. Zamanında söylenemeyen, kişinin gözünün içine bakarak dile getirilemeyen hiçbir sözün kıymeti yoktur.
Bugün Ferdi Özbeğen’in ardından sallayanların sözleri, aynen çürük dişten çıkan pis koku gibidir, ne duyanı etkiler ne de tarihe kalır.
Mezar taşlarına taş atmakta ustalaşmış birileri unutmasınlar ki o taş bir noktadan sonra seker ve kendi alınlarını yarar.
Çünkü toplum kimin iz bıraktığını kimin ise çamurda debelendiğini çok iyi görür ve bilir.
Ferdi Özbeğen’i yakından tanıyanlar çok iyi bilirler. işinde disiplinli, piyano başında kusursuz, özel hayatında herkesle mesafesini koruyan ve son derece terbiyeli biri olduğunu. Onun hakkında kötü konuşanların siciline bakın; ne sanata katkıları vardır, ne de toplumda saygın bir yerleri. Tek becerileri, ona buna saldırarak ucuz alkış toplamak.
Ferdi Özbeğen’in bıraktığı iz, gece kulüplerinden gazinolara, plaklardan kasetlere kadar hâlâ yaşamaktadır. Onun adını karalamak bir dönemin tüm naif hatıralarına saldırmak demektir.
Ez cümle: Hedefinizin gündeme tutunmak ve sahibi olduğunuz ucuz şöhretinizden dolayı piyasadan pay kapmak olduğunu biliyorum ama maalesef unuttuğunuz şey; gerçek sanatçılar öldükten sonra bile yaşar, zavallılar ise yaşarken bile ölüdür gerçeğidir.
Sacit ASLAN