"Hayatında biri mi var?' soruları 16 yıllık evliliğin sonunu getirdi

Özel bir bankada üst düzey yönetici olan P. A. Ş., 16 yıl önce evlendiği kocasına karşı boşanma davası açtı. Bir çocukları bulunan çiftin evliliğini bitiren ise, dava dosyasına göre, işsiz kocanın eşine yönelik artan güvensizliği oldu.

"Hayatında biri mi var?' soruları 16 yıllık evliliğin sonunu getirdi

Halktv'nin özel haberine göre Gaziosmanpaşa Aile Mahkemesi’nde görülen boşanma davasına göre, üniversite döneminde tanışan P. A. ile V. Ş., 4 yıl süren görüşme sonrası 2007 yılında evlendi. Çiftin evliliğinde, 2016 yılında bir çocukları oldu.

16 yılda 8 kez iş değiştirdi

P. A. Ş., özel bir bankada işe başladı. V. Ş.’nin düzenli bir işi olmadı. 15-16 yıllık dönemde 8 kez iş değiştiren V. Ş., kendi kurduğu işleri de sürdüremedi. Bu süreçte P. A. Ş.’nin kıdemi ise yükseldi. Dava dosyasına göre, V. Ş.’nin düzenli bir işinin olmaması, çiftin yaşamını da etkiledi.

İşsiz kaldıkça hayatı altüst oldu

Dava dilekçesinde bu durum, “Davalı taraf (V. Ş.) evde işsiz kaldıkça yaşam ve uyku düzeni, uyuma ve uyanma saatleri bozulmuştur. Bu durum ne yazık ki işine yansımıştır. Çalışma yaşamı tam olarak bu nedenle bozuldukça yeniden işsiz kalmış, işsiz kaldığı için evde kalmış ve yeniden geç uyuma ve geç uyanma döngüsüne girmiştir. Bu döngü bir yaşam tarzı halini almış ve müvekkil açısından katlanılmaz olmuştur” denildi.

Aralarındaki uyumsuzluk iletişimlerini de bitirdi

Dilekçenin devamında, “Tarafların yaşam alışkanlıkları, uyuma ve uyanma saatleri, ev içi ve çalışma düzenleri arasındaki uyumsuzluk ev içi yaşantılarına da yansımış, iletişimsizlik haline yol açmıştır. Bu durumun sorumlusu davalı taraftır. Aynı nedenle yani çalışmayıp evde kaldığı için davalı taraf kişisel bakım ve kişisel özenini de yitirmiştir” ifadelerine yer verildi.

‘Hayatında bir mi var’ soruları

V. Ş.’nin işsiz kaldıkça, eşine karşı da kuşku geliştirmeye başladığına vurgu yapılan dilekçede şöyle denildi: “Davalı taraf çalışmadıkça boş vakti olmuş ve boş vakti olduğu için de müvekkil hakkında kendi kendine kurgular geliştirmiştir. Meslek içi eğitimlere katılan müvekkilimizi sürekli sorgulamıştır. Müvekkilimize karşı güvensizlik geliştirmiş, her defasında hayatında biri olup olmadığını sormuştur. Bu sorular müvekkil açısından aşağılayıcı sorulardır.”

Dava dilekçesinde, çocuğun velayetinin anneye bırakılması, baba ile de kişisel ilişki kurmasına imkân sağlanması talep edildi.