Özgür Özel: "Erken seçim talebimiz yok"

CHP lideri Özgür Özel, seçim zaferinin ardından ilk kez konuştu.

Özgür Özel: "Erken seçim talebimiz yok"

Sözcü Gazetesi'nden İsmail Saymaz'a konuşan Özgür Özel, "Kırdık. Tuzla buz ettik. Yüzde 25’lik bir öğrenilmiş çaresizlik vardı. Parti yüzde 38 aldı. 1977’den beri ilk kez, ben üç yaşındayken birinci parti olmuş. Ben her konuşmamda, 'CHP yönelimleri doğru okuyup doğru ilişkileri kurduğu zaman Ecevit’in genel başkanlığında iki genel seçimden birinci parti çıktığının' hatırlatmasını yapıyordum." ifadelerini kullanırken çarpıcı ifadeler kullandı.

■ İYİ Parti ve diğer Altılı Masa partileri çöküş yaşadı. Nasıl yorumluyorsunuz?  

Yorumlamaktan özellikle kaçınıyorum. Çünkü yapacağım her tespit birilerini incitebilir. “Bana ablam demeyin” dediklerinde ben “Kavga etmem, ablamdır” dedim. Şu kadarını söyleyeyim: Aldığımız her oyun CHP değil, Türkiye İttifakı oyu olduğunun farkındayım. CHP’yi Türkiye İttifakı’nın partisi olarak tutmaya ve bu ittifakı büyütmeye ve güçlendirmeye devam edeceğiz. Siyasilerin kurmadığı ittifakı sandıkta seçmenle kurmayı başardık. Bu çok önemli. Çünkü siyasiler siyasi hesap yaptılar. Oysa seçmen kendisini ve ülkesini düşündü. Bir de devletle millet ne zaman yarışırsa hep millet kazanır. CHP bazen yanlış tarafta durdu. Bu sefer devletle millet yarışırken, milletin tarafındaydık.

Karşımızda Anadolu Ajansı, TRT ve devletin bütün unsurları… Ama biz sadece millete güveniyoruz. Millet İttifakı bile ortadan kalktı. Biz millete güvendik. Bazen devlet - millet rekabetinde CHP devletin kurucu partisi olduğu için yanlış tarafta duruyor. Esas olarak CHP halkın partisi olduğu için doğru taraf, milletin tarafı. 

■ Ben şöyle bir yorumda bulundum: Parlamenter sistemde olsaydık iktidarın güven oyu kaybı yaşadığını değerlendirirdik. Ne dersiniz?

Ben erken seçim ve güvensizlik oyu söyleminden kaçıyorum. Sebebi de şu: Meydanlarda bir söz verdim. “AK Partili ve MHP’li seçmen; sizden iktidara sarı kart göstermenizi istiyorum” dedim. Oradan bana bağırdılar; “Kırmızı kart” diye. Ben de döndüm, dedim ki: “Kırmızı kart genel seçimde olur, bu bir yerel seçim.” İnsanlar hükümeti uyarmak istiyor. Seçimi kazandıktan sonra “Bu güvensizlik oyudur, erken seçime gir” dersem bana itimat eden AK Partili ve MHP’lilere haksızlık yapmış olurum.

■ Erken seçim talebiniz yok.

Erken seçim olacaksa buna yine halk karar verecek. Ben bir erken seçim çağrısı yapmıyorum. Erdoğan’ın telaşla “Dört yıl seçim yok demesi” bahsettiğiniz kaygıdan. Çünkü güvensizlik oyu olarak görüyorlar. Ben fırsatçılık yapacak değilim. Her an yapılacak seçime hazırız.

■ “Ama bunu talep edecek olan biz değiliz.”

Biz değiliz. Halkın kendisidir. Bana güvenip oy veren AK Parti ve MHP’li emekliler var. Onlar genel seçim olsaydı belki oy vermeyeceklerdi. Onlara şu teminatı verdim: Bu bir yerel seçim. “Yerel yönetici seçiyorsunuz ve iktidara yerelden denge kurun” dedim. Ertesi gün “Gördünüz mü bak, hükümet değişmeli” dersek o seçmeni kandırmış olurum. Dürüst davranmak lazım.

Bundan 10 ay önce altı parti yüzde 25 oy aldık. “Tek başına yüzde 38 benim oyum” dersek bu kibir olur. Bu çağrımıza uyan Türkiye İttifakı’nın oyu içinde AK Partilisi de var, MHP’lisi de var. DEM’lisi de var. Buradan bir fırsatçılık yapmayacağız ama önümüzdeki günlerde emekliler, atanmayan öğretmenler, emekli astsubaylar, staj mağdurları, çiftçiler ve öğrencilerle ilgili mitingler yapacağız. Sahadan çekilmeyeceğiz ve vatandaşın gerçek sorunlarıyla mücadele edeceğiz.

Kimlik siyaseti, gerilim siyaseti kaybetti dün.