Yılmaz Özdil: "100 yıl önce İzmir’deki bayrak 100 yıl sonra Kıbrıs’taki bayrak"

Yılmaz Özdil'in Sözcü Gazetesi'nde yayınlanan bugünkü yazısı...

Yılmaz Özdil: "100 yıl önce İzmir’deki bayrak 100 yıl sonra Kıbrıs’taki bayrak"

...

O kruvazör geldi.

Ama, şehirden götürdüğü sadece Amerikalılar değildi.

Manisa Salihli'deki Sardes antik kenti, Osmanlı'nın izniyle Amerikalı arkeologlar tarafından kazılıyordu.

Peyderpey çıkarılan buluntular, İzmir'e taşınıyor, bugünkü İzmir Atatürk Lisesi'nin depolarına yerleştiriliyordu.

Fırsat bu fırsat diye düşündüler, Sardes buluntularını 56 sandığa yükletip, kendilerini almaya gelen Amerikan gemisine yüklediler.

“Yunan ordusu şehri yakacak” diyen Amerikan konsolosu, kelimenin tam manasıyla, yangından mal kaçırdı!

(Amerikan konsolosunun kaçırdığı Sardes buluntuları New York'a gönderildi, Metropolitan Müzesi'ne teslim edildi.

Mustafa Kemal bunu asla unutmadı. Cumhuriyet ilan edilir edilmez son derece sert bir dille diplomasi başlattı.

53 sandık dolusu eser 1924 yılında geri alındı.

Üç sandık hakkında “biz de bulamıyoruz, kayıp” dediler.

Ama, hiç olmazsa gerisi kurtulmuştu.)

ABD konsolosu George Horton, Yunanistan hayranıydı.

Eşi Yunan'dı.

İzmir'e gelmeden önce Atina'da Selanik'te görev yapmıştı.

Yunanistan dışında kariyeri yoktu.

Biz Türkleri “şeytan” olarak görürdü, nefret ederdi.

İzmir'den ülkesine döndü, emekli oldu.

1926 yılında “The Blight of Asia-Asya'nın Belası” adıyla kitap yazdı.

İzmir'deyken “Yunan ordusu Uşak'ı Kütahya'yı Aydın'ı yaktı, İzmir'i de yakacak” diye resmi rapor yazdığı halde, Washington'a kendi elleriyle bu telgrafı çektiği halde, dört yıl sonra kaleme aldığı kitabında, hiç utanmadan “İzmir'i Türkler yaktı” dedi!

İzmir'e girdikten sonra “etnik temizlik yaptığımızı, soykırım yaptığımızı, 100 bin Rum'u öldürdüğümüzü, şehri yağmaladığımızı, boğazladığımızı, ateşe verdiğimizi” yazdı!

Böylesine ahlaksız bir diplomattı.

E şimdi…

100 yıl sonra bakıyoruz.

Bizim F35'leri vermiyorlar, bizim F35'leri Yunanistan'a veriyorlar.

Burnumuzun dibine üs kuruyorlar, Dedeağaç'a tank/helikopter yığıyorlar.

Bir milyar dolar değerinde 1.200 adet zırhlı aracı Yunan ordusunun renklerine boyayıp, hibe ettiler.

Yunanistan'a hibe ettikleri zırhlı araçlar, çıkarma gemileriyle Midilli'ye Sisam'a taşınıyor.

Kıbrıs'ta bize ambargo uyguluyorlar, Rum Kesimi'ne silah ambargosunu kaldırdılar.

Rum Kesimi'nde Yunan ve Rum ordusuyla “ortak” tatbikat yapıyorlar.

Amerikan savaş gemisinin güvertesinde Amerikan bayrağı, Yunan bayrağı ve Rum bayrağıyla poz veriyorlar.

1919'da İzmir'deki Amerikan bayrağı ne anlama geliyorsa… 2022'de Kıbrıs'taki Amerikan bayrağı odur.

Konjonktürel olarak bazen yanımızda görünseler bile, Washington'ın 100 yıldır Türkiye'ye bakışı hep budur.

Sayın medyamızın hamaset dolu goygoycu manşetleri yüzünden, ABD'ye kızıyoruz, Yunanistan'a kızıyoruz, ama… 1950'den beri Beyaz Saray'dan icazet almaya çalışan çapsız politikacı zihniyetini değiştirmeden, kurucu ayarlara dönmeden, bu tabloyu değiştirebilmek mümkün değildir.

YAZININ TAMAMINI BURAYA TIKLAYARAK OKUYABİLİRSİNİZ